28 Aralık 2015 Pazartesi
Üniforma Hastalığı
İnfaz Koruma Memuru Hilmi üniformanın ağırlığına daha fazla dayanamayarak bir anda fenalaşır ve cezaevinin kapısının önüne yığılır kalır. Bunu gören arkadaşları hemen onu apar topar hastaneye kaldırırlar. Hilmi’nin fenalaştığını öğrenen ailesi hemen hastaneye doluşur.
Mustafa yaşlı gözlerle, hastanenin yoğun bakım ünitesinin camından abisi Hilmi’ye bakmakta olan doktorun yanına geldi. Ve:
- Doktor bey, hasta benim abim. Ben Mustafa.
- Merhaba Mustafa Bey.
- Merhaba Doktor bey. Ağabeyim Hilmi’nin durumu nasıl?
Doktor Hamdi biraz düşünür ve titrek bir sesle;
- Allah’tan ümit kesilmez… Ama ümitsiz vaka gibi görünüyor.
- Ümitsiz vaka mı?
– Evet. Çok fazla yıpranmış…. Bunu bu denli yıpratan şey ne olabilir? Hayret!
Doktorun bu sorusu üzerine Mustafa derin bir nefes çekerek titrek bir sesle anlatmaya başlar:
- Doktor Bey! Ağabeyim küçükken hep üniformalı bir memur olmak isterdi. Defalarca polislik imtihanlarına girdi. Çok uğraştı, didindi fakat, fakat bir türlü başaramadı. Lâkin üniforma aşkı hiç dinmedi.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder